Huang Di şöyle dedi: “Doğada sekiz tür rüzgar vardır oysa bedenin kanallarında ve damarlarında beş tür rüzgar bulunur. Bunun anlamı nedir?”
Qi Bo şöyle cevapladı: “Doğada meydana gelen sekiz tür rüzgar, hastalığa neden olan anormal ve patojenik rüzgarlardır. Bunlar, bedenin kanallarını ve damarlarını etkileyerek, karşılık gelen organlara zarar veren beş tür içsel rüzgarı üretir. Bu içsel rüzgarlar karaciğer rüzgarı, kalp rüzgarı, akciğer rüzgarı, böbrek rüzgarı ve dalak rüzgarıdır. Bunlar, dört mevsimdeki anormal değişikliklerden kaynaklanır. Örneğin, ilkbahar geç yaz mevsimine etki eder, geç yaz mevsimi kışa etki eder, kış yaz mevsimine etki eder, yaz ise sonbahara etki eder ve sonbahar da ilkbahara etki eder. Bu, doğadaki beş element etkileşimlerinin kontrol döngüsünü temsil eder.”
“Beş element uyumları açısından, ilkbahar elementi ağaç ile ilişkilidir, yaz ateş ile bağlantılıdır, geç yaz dönemi toprak, sonbahar metal ve kış ise su ile ilişkilidir. Bu elementlerin karşılık gelen organları şunlardır: ağaç/karaciğer, ateş/kalp, toprak/dalak, metal/akciğer, su/böbrekler. İlkbaharda hava durumu ve çevresel koşullar karaciğeri etkileyebilirken, yaz mevsiminde kalp etkilenebilir ve benzer şekilde devam eder.”
“Eğer ilkbahar geç yaz mevsimine etki ederse, hava koşulları anormal olur ve ilkbaharın havası geç yazda ortaya çıkar. Vücudun tepkisi buna karşılık olarak aşırı karaciğer/ağaç enerjisi, dalak/toprak üzerinde aşırı etki yapar. Geç yaz mevsimi kışa etki ederek kışta geç yaz havasını yaratırsa, dalak/toprak böbrekler/su üzerinde aşırı etki yapar. Eğer kış yaz mevsimine etki ederse, yaz mevsiminde kışın soğuk dönemleri oluşur. Böbrekler/su bu durumda aşırı hale gelir ve kalp/ateşi azaltır. Yaz mevsimi sonbaharda etki ettiğinde ve sonbaharda yaz havası oluştuğunda, bu kalp/ateşin alevlenmesine ve akciğer/metal saldırısına neden olur. Sonbahar ilkbaha etki ettiğinde, ilkbahar çok kuru ve rüzgarlı olur, sanki sonbahardaymış gibi. Böylece akciğerler/metal aşırı hale gelir ve karaciğer/ağacın işlevini engeller.”
“Mevsimler doğal döngülerini izlemediğinde – ilkbahar, yaz, geç yaz, sonbahar, kış – uygun hava desenleri ve enerji dönüşümleri olmadığında, soğuk algınlığı, grip ve çeşitli hastalıklar ortaya çıkar.”
“Ilkbaharda rüzgar doğudan eser. Hastalık bu zaman karaciğer kanalında başlar ve başa doğru yükselerek burun kanamasına neden olur. Tedavi için boyun ve safra kesesi kanalındaki akupunktur noktaları kullanılmalıdır.
Yaz mevsiminde rüzgar güneyden ortaya çıkar ve kalbi etkiler. Bunu tedavi etmek için göğüs ve kaburgalar üzerindeki noktalar kullanılmalıdır.
Sonbaharın batı rüzgarı akciğerleri etkiler, sıtma ile birlikte titreme ve ateşin değişken olduğu bir tabloyla ortaya çıkar. Tedavi için omuzlar ve üst sırttaki noktalar kullanışlı olabilir.
Kışın kuzey rüzgarları böbrekleri ve uzuvları etkiler, genellikle eklem sertliği, hareket kısıtlılığı ve ağrıya neden olan qi ve kan tıkanıklığı bi sendromu olarak ortaya çıkar. Bu durumu tedavi etmek için bel ve kalça üzerindeki akupunktur noktaları kullanılabilir. Geç yaz, sıcak ve soğuk mevsimler arasındaki geçiş noktasıdır, yini ve yangı birleştirir. Bu geçiş dönemi genellikle dalak üzerinde etkili olur, ishal ile birlikte içsel soğukluklara neden olur. Orta sırttaki noktalar kullanılabilir.”
“Kışın sağlığı korumak için aşırı egzersiz yapmamak gerekir, çünkü bu doğal olarak içeriye gitmesi gereken yang qi’nin yüzeye çıkmasına neden olabilir. Yang qi daha sonra kafada sıkışıp, ilkbahar geldiğinde burun kanamalarına ve baş-boyun problemlerine yol açabilir. Yazın göğüs ve kaburga problemleri oluşabilir; geç yazda içsel soğukluk ve ishal; kışın ise sindirim sorunları, bi veya eklem ağrısı sendromu ve aşırı terleme yaşanabilir. Eğer yang qi doğru yerindeyse, tüm bu mevsimsel problemler önlenebilir.”
“Bilge kişi, jing’in/öz’ün bedende en değerli madde olduğunu bilir. Bir ağacın kökü gibi, onu ‘hırsızlardan’ korur, gizler.
Jing’i/öz’ü korumak için mevsimsel ritimlere dikkatlice uymak ve adapte olmak önemlidir.”
“Yang içinde yin ve yin içinde yang olduğu söylenir. Gün yang olarak kabul edilirken, gece yin olarak kabul edilir. Bu daha da şu şekilde ayrılır: gün doğumundan öğle vaktine kadar yang içinde yang; öğle vaktinden gün batımına kadar yang içinde yin; alacakaranlıkten gece yarısına kadar yin içinde yin; gece yarısından gün doğumuna kadar da yin içinde yang olarak düşünülür.”
“Bu tür bir sınıflandırma insan bedenine de uygulanabilir. Bedenin dışı yang olarak kabul edilirken içi yin olarak kabul edilir. Sırt yang iken ön yin olarak kabul edilir. Bedenin üst kısmı yang iken alt kısmı yin olarak kabul edilir. Zang fu organları açısından, kalp, karaciğer, dalak, akciğerler ve böbrekler zang organlarıdır, çünkü doğası gereği yindirler ve işlevleri dönüşüm ve depolamadır. Safra kesesi, mide, kalın bağırsak, ince bağırsak, mesane ve üç iç organ boşluğundan oluşan üçlü ısı regulatorü olan sanjiao altı fu ya da boş organ olarak kabul edilir ve bunlar yang olarak kabul edilir. İşlevleri alım ve geçiştir. Yin içinde yin ve yang içinde yang kavramı, hastalığın ne zaman ve nerede ortaya çıktığıyla anlaşılabilir. Örneğin,
kış hastalığı vücudun yin kısmında ortaya çıkar,
yaz hastalığı ise yang kısmında ortaya çıkar;
ilkbahar hastalığı yin kısmında ve
sonbahar hastalığı yang kısmında ortaya çıkar.
Hastalık konumuna göre akupunktur noktalarıyla tedavi edilir.”
“Daha fazla kategorize etmek gerekirse, göğüs bölgesi yang olarak kabul edilirken karın bölgesi yin olarak kabul edilir.
Kalp ve akciğerler bu nedenle yang tipi zang organlarıdır.
Kalp yang içinde yang iken,
akciğer yang içinde yin olarak kabul edilir.
Karın bölgesinde diyaframın altında yin zang organları bulunur: karaciğer, dalak ve böbrekler.
Böbrekler yin içinde yin iken,
karaciğer yin içinde yang ve
dalak en içte yin içinde yin olarak kabul edilir.
Bu sınıflandırma, her organın konumu, işlevi ve doğası açısından organlar arasındaki ilişkileri ve tüm vücudu anlamakta yardımcı olur.”
Huang Di sordu, “Beş zang organı mevsimlerle ilişkilidir. Her birinin başka eşleşmeleri var mı ve bunlar enerji akışını nasıl etkiler?”
Qi Bo cevapladı: “Doğuda yeşil rengi bulunur, bu enerji karaciğerle ilişkilidir. Karaciğer enerjisi gözlere açılır. Hastalık ani korku, dehşet veya şok olarak ortaya çıkabilir. Buna ilişkin doğal unsurlar ot ve ağaçlardır, tadı ekşidir, hayvan tavuktur, tahıl buğdaydır, gezegen Sui/Jüpiter’dir, sayı 5’tir, koku idrar kokusudur, mevsim ilkbahardır, enerji yukarı doğru harekettir ve etkilenen alan baştır. Karaciğer tendonları kontrol eder.”
Qi Bo daha sonra beş elementi ve bunların karşılık gelen doğalarını listeledi.
Qi Bo ekledi: “Etkili bir doktor ve teşhis uzmanı, beş zang ve altı fu organlarının değişimlerini ve dönüşümlerini gözlemleyebilir. Karşılık gelen dış faktörleri ve dönüşümsel enerjileri, yin ve yang’ı, sıcaklık, soğukluk, rüzgar, nem, kuruluk ve yaz sıcağının altı atmosfer etkisini bilir. Yetkin bir doktor hastalıkları hem dışarıdan hem de içeriden takip edebilir ve bir hastalığın yönünü ve ilerleyişini görebilir. Tüm bu eşleşmeler, doktora hastayı etkili bir şekilde teşhis etme ve tedavi etme konusunda yardımcı olur. Bu, Tao’dur.”
“Tao çok değerlidir ve bir öğrenci insanın acısına samimi ve merhametli değilse aktarılmamalıdır. Sadece bu şekilde büyük geleneğin saf ve erdemli kalması mümkündür.”
Dr. İbrahim Çerçi
Tire
07.Ocak.2024