Depresif rahatsızlık, hafif umutsuzluktan derin çaresizliğe kadar değişen, üzüntü hissinin baskın olduğu duygusal değişikliklerle karakterizedir. Duygusal değişiklik nispeten sabit olup günler, haftalar, aylar veya yıllar boyunca devam edebilir. Bu duygusal değişikliğe bağlı olarak davranış, tutum, düşünce, verimlilik ve fizyolojik fonksiyonlarda belirgin düşüşler görülür.
Normal tepki ile patolojik depresyonu ayırt etmek için nicel bir değerlendirme yapmak gerekir. Tetikleyici faktör yetersiz görünüyorsa, çok şiddetli ve uzun süreliyse, durum anormal olarak değerlendirilir. Ayrıca, depresif hastalıktaki ciddiyet ve işlev kaybı, normal deneyimin bir parçası olan depresif duygulardan niteliksel olarak da farklılık gösterir.
Depresyon, tüm psikiyatrik rahatsızlıkların %35 -40’ını oluşturur. Kadınlarda erkeklere göre iki kat daha yaygındır. Depresyonun başlangıcı orta yaşa doğru artar ve en yüksek başlangıç 55-60 yaş grubunda görülür.
Genetik ve yapısal faktörler tarafından belirlenen başlıca depresif hastalıklara endojen depresyon denir. Bu durum, sabahları daha kötü olma özelliği ile karakterizedir. Dış etkenlere tepki olarak ortaya çıkan başlıca depresif hastalıklara ise reaktif depresyon adı verilir.
Depresyonun başlıca belirtileri ve işaretleri şunlardır:
• acı verici düşünceler
• kaygı ve huzursuzluk
• ilgi kaybı
• özsaygı kaybı
• gerçek dışılık ve kişilik dışılık
• hipokondriyazis (gerçekte bir tıbbi sorun olmamasına rağmen sürekli sağlık endişesi yaşama durumu)
• algı bozuklukları
• uykusuzluk
• iştah kaybı
• günlük değişim (sabahları daha kötüleşme).
Kendi ve dış dünya arasında aktif bir etkileşim olduğu sürece, düşünce ya da eylem yoluyla, içsel deneyimimiz depresyon değildir: umut, korku, öfke, memnuniyet, hayal kırıklığı veya bunların herhangi bir kombinasyonu yaşanabilir. Etkileşim durduğunda, depresyon ortaya çıkar ve yeni bir nesneye veya hedefe doğru düzenlenmiş yeni etkileşim kalıpları oluşana kadar devam eder. Zihinsel olarak sağlıklı olan kişinin özelliği, bu depresyon ve düzensizlik evresini taşıyabilmesi ve uzun sürmeyen bir süre sonra, davranışın, düşüncenin ve duygunun yeni tür etkileşimler için yeniden düzenlenmeye başlamasıdır. Depresyona yatkın bir kişi, kendisi ile dış dünya arasında yeni etkileşim kalıplarını yeniden düzenleyemez.
Major Depresif Sendrom
Major Depresif Sendromun başlıca belirtileri şunlardır:
• Hemen hemen her gün günün büyük bir kısmında depresif ruh hali
• Hemen hemen her gün tüm etkinliklerde belirgin bir ilgi veya zevkte belirgin azalma
• Önemli kilo kaybı (veya artış), iştahta azalma veya artma
• Uykusuzluk veya aşırı uyuklama
• Hemen hemen her gün psikomotor huzursuzluk veya gecikme
• Hemen hemen her gün aşırı yorgunluk
• Hemen hemen her gün (sanrılı olabilir) değersizlik veya suçluluk hissi (yalnızca hastalıkla ilgili öz eleştiri veya suçluluk değil)
• Düşünme veya konsantre olma yeteneğinde belirgin azalma, hemen hemen her gün kararsızlık
• Ölüm düşüncelerinin tekrarlaması, belirli bir intihar planı olmaksızın tekrarlayan intihar düşünceleri veya intihar girişimi veya intihar etme planı.
Çin Tıbbında Depresyonun Kökeni
Çincede depresyon için kullanılan terim “yu” dur. “Yu” kelimesinin iki anlamı vardır, hem “depresyon” hem de “durgunluk” manasına gelir.
Durgunluk Manasında Yu
Antik Çin yazılarından örneklerle açıklayacak olursak:
‘’ Ağaç durgunlaştığında, genişler;
Ateş durgunlaştığında, yükselir;
Toprak durgunlaştığında, ele geçirir;
Metal durgunlaştığında, boşaltır;
Su durgunlaştığında, döker.’’
‘’Qi ve Kan uyumlu olduğunda, hastalık ortaya çıkmaz. Eğer durgunluk oluşursa, hastalıklar meydana gelir. Birçok hastalık durgunluktan kaynaklanır. … durgunluk, şeylerin birikmesine neden olur, aşağı inmek ister ama yapamaz, dönüşmek ister ama yapamaz… işte bu nedenle altı durgunluk ortaya çıkar.’’
ZhuDan Xi’ye göre altı durgunluk:
1-Qi
2-Kan
3-Nem
4-Balgam
5-Sıcaklık
6-Besin
Depresyon Manasında Yu
“Yu” terimi sadece “durgunluk” anlamına gelmekle kalmaz, aynı zamanda “zihinsel depresyon” anlamına da gelir. Bazı Çinli doktorlar, geniş anlamda “yu”nun durgunluğu belirttiğini ve pek çok hastalığın patolojik temelini oluşturduğunu söylerler; dar anlamda ise “yu”, “zihinsel depresyon” hastalık kategorisine atıfta bulunur.
Çin kitapları, depresyonu her zaman dolu nedenlere, en azından başlangıç aşamalarında, en temel patolojinin karaciğer-qi durgunluğu olduğuna atfeder. Diğer dolu patolojiler arasında Qi durgunluğunun Sıcaklığa, Balgam ve Kan pıhtılaşmasına dönüşmesi yer alır. En azından başlangıç aşamalarında karaciğer-qi durgunluğuna ağırlık verilir.
Sonraki aşamalarda, Doluluk eksikliğe dönüşebilir ve zihinsel depresyonun boş tiplerine yol açabilir. Aslında, Sıcaklık Yin’i incitebilir ve Böbrek-Yin eksikliğine yol açabilir. Diğer yandan, Balgam Dalak fonksiyonunu bozabilir ve Dalak eksikliğine neden olabilir. Depresyonun altında yatan ana boş koşullar, Dalak ve Kalp kan eksikliği, Kalp ve Akciğer Qi ve Yin eksikliği ile Karaciğer ve Böbrek Yin eksikliğidir.
Qi durgunluğunu tartışırken, bu sadece Karaciğer’i değil, özellikle duygusal stres durumlarında Kalp, Akciğerler ve Dalak’ı da etkilediğini vurgulamak önemlidir.
Depresyon ve Zihin (Shen) ile Eterik Ruh (Hun) Arasındaki İlişki
Eterik Ruh (Hun), Zihne (Shen) ilham, yaratıcılık, fikirler, planlar, yaşam hayalleri ve hedefler verir; bu psikik enerji, Eterik Ruhun “gelip gitmesi”nin bir sonucudur ve Karaciğer-Qi’nin serbest akışının ruhsal tezahürüdür (ve özellikle Karaciğer-Qi’nin fizyolojik olarak yükselmesinin bir sonucudur).
Diğer yandan, Zihnin Eterik Ruh’u bir ölçüde kontrol etmeli ve ondan gelen psişik malzemeyi entegre etmelidrir. Eterik Ruh’un “gelip gitme” doğasında olduğunu belirtmek gerekir, yani her zaman arayış içindedir ve fikirleri, ilhamı, amaçları vb. vardır. Eterik Ruh’un insan doğasının gui’si olduğunu ve kendi bağımsız varlığı olduğunu hatırlamak gerekir.
Zihin, Eterik Ruh’tan gelen materyali genel ruh’a entegre etmelidir. Eterik Ruh aynı anda birçok fikrin kaynağıdır; Zihin ise sadece birini aynı anda işleyebilir. Bu nedenle, Eterik Ruh ile ilişkili olarak Zihnin işlevini tanımlayan anahtar kelimeler “kontrol” ve “entegrasyon”dur.
Eterik Ruh’un “gelip gitmesi” yetersiz olduğunda, ilham, yaratıcılık, fikirler, planlar, yaşam hayalleri ve hedeflerde eksiklik ortaya çıkar; bu, zihinsel depresyonun önemli bir özelliğidir. Eterik Ruh’un ruhsal “gelip gitmesi” yetersiz olabilir çünkü kendisi eksik olabilir veya Zihin tarafından aşırı kontrol edilebilir.
Zihin tarafından aşırı kontrol, güçlü, katı inançlara sahip bireylerde (“geniş anlamda dini” olarak), Zihni Eterik Ruh’tan gelen fikirleri baskılamaya yönlendiren bir durumdur. Bu durum aynı zamanda suçluluk duygusunun bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir.
Ciddi depresyonda, Zihin (Kalp’ın Shen’i) ile Eterik Ruh (Hun) arasında bir bağlantı kopukluğu vardır: Eterik Ruh normal “hareketi”ni kaybetmiş durumdadır ve kişi yaratıcılıktan, fikirlerden, hayal gücünden ve en önemlisi planlardan, projelerden, yaşam amaçlarından ve ilhamdan yoksundur, bu da depresyona yol açar.
Depresyonda Böbreklerin İrade Gücü (Zhi)
Böbreklerin Zhi’sinin birkaç farklı anlamı vardır; örneğin, “bellek” anlamına gelebilir, Böbreklerin Öz ve Beyin üzerindeki etkisini ve dolayısıyla belleği yansıtır. Zhi aynı zamanda “İrade Gücü” anlamına gelebilir ve depresyonda önemli bir rol oynar. Zhi’nin “İrade Gücü” olarak çevirisi, irade gücünü, hırsı, azmi, kararlılığı, istikrarı, hevesi ve fiziksel ile zihinsel gücü içerir.
Depresyon her zaman yukarıda tarif edilen geniş anlamda “İrade Gücü”nün zayıflamasını içerir; yani, hırs, azim, kararlılık, istikrar, heves ve fiziksel ile zihinsel güç dahil. Bunlar, depresif bir kişide eksik olan niteliklerdir ve bu nedenle depresyonda her zaman Böbrekleri güçlendirmek gerekir, Böbrek yetmezliğine özgü belirtiler ve işaretler olmasa bile. Bunun nedeni, depresyonda görülen zihinsel-duygusal motivasyon eksikliği ve irade gücü eksikliğinin gerçekten kendi başına bir Böbrek yetmezlik belirtisi olmasıdır.
Yu Sendromu’ndaki Depresyon ile Dian Sendromu’ndaki Depresyon Arasındaki Fark
Birçok modern Çin kitabı, Depresyon Sendromu’nu manik depresyonun depresif fazıyla (Dian of Dian Kuang) özdeşmiş gibi ele alır. Bu nedenle birçok Çin kitabı, “depresyon” belirtilerini verirken aslında Dian’ın belirtilerini de sunar.
Çin perspektifinden bakıldığında, bipolar bozukluğun (Dian Kuang) depresif ve manik aşamaları aynı patolojinin iki ucu olan bir patolojik spektrumun bir parçasıdır. Dian Kuang patolojisinin merkezinde, Zihni (Shen) tıkayan Balgam bulunmaktadır; bu hastalığın hem depresif hem de manik aşamalarını açıklar. Balgam, Zihni (Shen) tıkar, ancak aynı zamanda Eterik Ruhu (Hun) da tıkar, bu da onun “gelip gitmesine” müdahale eder, bu da yeterince “gelip gitmediğinde depresyona ve fazla “gelip gittiğinde maniye yol açar.
Buna karşılık, Depresyon (Yu Zheng) durumunda Balgam her zaman bulunmaz ve Eterik Ruhun “gelip gitmesi” her zaman bozulmuştur (mani aşaması olmadan), bu da depresif bir ruh hali, ilham eksikliği, yaşamda bir yön eksikliği, yaşam hayalleri ve planlar eksikliği gibi sonuçlara yol açar.
Lilium Sendromu
Modern kitaplar şu belirtilerle sendromu tanımlar: “bir trans halindeymiş gibi” veya “dalgın” (huang hu), zihinsel huzursuzluk, acı bir tat, koyu idrar, kaygı, depresyon, (kaplama olmadan olabilecek) kırmızı dil ve hızlı nabız.
Modern doktorların önerdiği tedavi prensibi, Kalp ve Akciğerleri nemlendirmek ve beslemek, Qi’yi tonikleştirmek, Yin’i beslemek, Sıcaklık (veya Boş Sıcaklık) temizlemek, Zihni sakinleştirmek ve İrade Gücünü (Zhi) güçlendirmektir.
Erik Taşı Sendromu
Erik Taşı Sendromu’nun semptomu aslen boğazda bir et parçası (erik taşı yerine) hissiyle karşılaştırılmıştır. Bu sendromun etiyolojisi duygusal kaynaklı olup depresyondan kaynaklanmaktadır.
Daha sonraki Çin kitapları, bu sendromu Qi durgunluğu ve boğazı tıkayan Balgamın birleşimine atfetti. Bu tür Balgam aslında Qi-Balgam olarak adlandırılır ve en az somut yapıya sahip Balgam türüdür.
Depresyon Hastalığının Nedenleri
Duygusal Baskı
Duygusal stres depresyondaki ana etyolojik faktördür.
Depresyona yol açabilecek başlıca duygular
öfke,
üzüntü,
keder,
endişe ve
suçluluktur.
Düzensiz Beslenme
Beslenme, depresyonun etyolojisinde ikincil bir rol oynar; duygusal stres varlığında depresyonun gelişimine katkıda bulunur.
Süt ürünleri, tatlılar, şeker ve ekmek gibi besinlerin aşırı tüketimi, Balgam oluşumuna yol açabilir. Balgam, öncelikle Qi’yi bozar ve bu nedenle Qi eksikliğini ve durgunluğunu kötüleştirebilir. Ayrıca tıkanıcı ve ağır bir yapıya sahiptir; bu da Zihni bulandırabilir ve zihinsel karışıklığa yol açabilir. Bu durum, Eterik Ruh’un sınırlanmasını kötüleştirebilir.
Depresyonun gelişiminde beslenmenin katkı sağlayan faktörlerinden biri besin yetersizliği içeren bir diyet olabilir. Bu durum, hastaların sıkı zayıflama diyetlerini takip etmesi veya vejetaryen diyeti uygulamasıyla ilgili olarak ortaya çıkar. Bu durum, depresyonun Eksiklik türlerinin temelinde yatan Qi ve Kan eksikliğine yol açar.
Aşırı Çalışma
Aşırı çalışma, yeterli dinlenme olmadan uzun yıllar boyunca çalışmak anlamında, genellikle yaşlı insanlarda depresyonun arka planını oluşturan Böbrek-Yin eksikliğine yol açar.
Depresyon Hastalığının Tanımlanması ve Tedavisi
Akupunktur yaklaşımı ile Depresyon’u tedavi etmek için öncelikle aşağıdaki örüntülerden hangisinin altta yattığını bulmak ve ona göre tedavi düzenlemek gerekir.
• Karaciğer-Qi durgunluğu
• Kalp ve Akciğer-Qi durgunluğu
• Durgun Karaciğer-Qi’nin Sıcaklığa dönüşmesi
• Zihni rahatsız eden Balgam-Sıcaklık
• Zihni tıkayan Kan Stazı
• Qi durgunluğu ve Balgam
• Diafram Sıcaklığı
• Zihni etkileyen Endişe
• Kalp ve Dalak eksikliği
• Kalp-Yang eksikliği
• Böbrek ve Kalp-Yin eksikliği, Boş Sıcaklık
• Böbrek-Yang eksikliği.
Dr. İbrahim Çerçi
07.Aralık.2023
Tire