Çok stresliyim, ben stres altında doğru karar veremiyorum ya da strese girdiğim dönemlerde ne yediğimi bilmiyorum, kilo alıyorum. Bu ve benzeri cümleleri etrafımızda çoğu zaman duymuşuzdur. Etrafımızdaki birçok kişi belki de kendimiz de stres altında normal dışı davranışlar sergilemekten yakınırız. Stresin bazen insanları veya kendimizi tanınmayacak kadar değiştirdiğini gözlemleriz. Peki ama nedir stres? Stresin bazı insanlarda ya da bazı durumlarda kişileri bu kadar değiştirmesinin nedeni nedir? Stres ile başa çıkmak ya da stresi yönetmek mümkün müdür? Stres altındayken ne zaman tıbbi yardım almak gerekir? Stres altındaki kişiler tıbbi yardımı kendileri mi talep etmeli yoksa etrafındaki yakınları mı bu kişileri tıbbi yardım alması konusunda uyarmalı? Bu ve buna benzer birçok soru hepimizin aklından geçmiş ya da duyunca doğru ya bu konular önemli demişizdir.
Peki zaman zaman karakterleri bile değiştirebilecek ve hatta kişilerin yardım gereksinimi olduğunu bile fark ettirmeyecek derecede psikolojik ve fiziksel zorlayıcı faktör olabilen stres nedir, ayrıntılarıyla inceleyelim.
Unutmayın bilmek, farkında olmaktır. Farkında olmak ise kendine sahip çıkmaktır.
Başlayalım.
Stres nedir?
Stres, bir bireyin iç veya dış kaynaklı taleplerle karşılaştığı ve bunlara uyum sağlaması gereken durumlarda ortaya çıkan fizyolojik ve psikolojik bir tepkidir. Stres, belirli bir tehdit, meydan okuma veya her iki durumun bir kombinasyonu olarak hissedilirken, vücudun dengeyi korumak amacıyla gösterdiği genel bir alarm durumudur.
Duygusal stres ise daha çok bireyin duygusal durumunu doğrudan etkileyen olaylar veya düşünceler karşısında hissettiği baskı veya gerilimdir. Günlük zorluklar, yaşam olayları veya duygusal çatışmalar, bireyde stres ve sıkıntı yaratır ve kişi duygusal olarak zorlanır.
Bu makalemizde daha çok duygusal stres üzerinden duracağız.
Stres kırıkları vb… fiziksel streslerin neden olduğu fiziksel hasarlara değinilmeyecektir.
Stres Nelere Neden Olur?
Stres, vücutta çeşitli fizyolojik tepkilere yol açar.
Kortizol gibi stres hormonlarının artışı, kalp atış hızının yükselmesi, kas gerginliği ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi belirtiler yaygın olarak görülebilir. Psikolojik olarak ise, stres kaygı, huzursuzluk, odaklanma sorunları ve hatta depresyon hislerine yol açabilir.
Şimdi Duygusal stresin vücuttaki etkilerine akupunktur penceresinden tek tek bakalım:
Baş Ağrısı Nedeni Olarak Stres
Akupunktur teorisinde hastalık nedenlerinden herhangi biri baş ağrısının etiyolojisinde rol oynayabilirken Stres baş ağrısının en büyük nedenlerinden biridir.
Duygusal stres baş ağrısına yol açarken kendini kişide öfke, endişe, üzüntü, yas, korku, şok, suçluluk, takıntı olarak gösterebilir. Farklı duygular olmasına rağmen bütün bu duygular kişide duygusal stres oluşturarak baş ağrısına neden olur.
Baş Dönmesi Nedeni Olarak Stres
Duygusal stres kişilerde iki mekanizma üzerinden baş dönmesine neden olabilir.
Bunlardan ilki karaciğer yang enerji artışının neden olduğu karaciğer rüzgarı iken
İkincisi Qi durağanlaşmasının neden olduğu karaciğer ateşi üzerinden karaciğer rüzgarı oluşmasıdır. Yani duygusal stres kişilerde karaciğer üzerinden baş dönmesine neden olur.
Şimdi akupunktur ile daha önceden tanışmamış kişilerin aklına şöyle bir soru gelebilir. Nasıl olur da karaciğer baş dönmesine neden olabilir, bizim bildiğimiz baş dönmesi iç kulaktan olur, ciğerle baş dönmesinin ne alakası var?
Akupunktur teoreminde bizler vücudunuzdaki her şeyi beş element ile eşleştiririz. Burada herşeyi derken psikolojik ve fiziksel olarak her şeyi kastediyorum. Tırnağınızdan burnunuza, saç derinizden gözün en arka kısımda bulunan sinirlerinize kadar. Çünkü hepimiz insanız ve ister dini ister materyalist anlamlar yükleyin hepimizin oluştuğu bir kimyasal kombinasyon var.
İster buna yaratıldığımız çamur deyin ister doğadan aldığımız elementler deyin ama hepimizin özünde bir hamur var. Ve bu hamur her yerimizde. Akupunktur teorisi açısından bakılırsa bu hamuru beş element ile açıklıyoruz. Bazı yerlerimiz hamurumuzun bazı kısımlarının yönetiminde ve biz bu durumda kişinin hamurunun o kısmını daha yakından anlamaya çalışıyoruz.
Akupunktur teorisinin yüzyıllardır aktarıla gelmesinin en büyük nedenlerinden biri nedir diye sorarsanız ben hemen şu cevabı veririm çünkü doğayı taklit ediyordu ve her şeyi doğa ile ilişkili olarak anlamaya, anlatmaya çalışıyordu.
Basitlik aslında bilgeliktir.
Bilen, anlayan kişi lafı ağdalamaz, karmaşıklaştırdıkça karmaşıklaştırmaz, sadece ben bilirim, bunu anlaman için yıllarını vermen lazım demez.
Sokrates’in en basit adama bile birçok sorunun cevabını buldurabilmesindeki sır neydi. Sokrates’in bilgeliğiydi, bilmesiydi.
Şimdi tekrar konumuza dönelim. Baş dönmesi. Yani başta dönme hissi.
Doğada dönen neler var? Örneklere bakalım, hortumlar var, şiddetli rüzgârın etkisiyle devasa momentumda dönme etkisi gösteriyor, suyun bir delikten akarken yaptığı girdap etkisi var, … çeşitli hava ve su akımlarının etkisiyle oluşan dönme hareketleri var ancak doğadaki dönme hareketleri eğer bir yerden boşalma ya da azalma tarzında bir kütle hareketi içermiyorsa her zaman rüzgarla birlikte veya rüzgar nedeniyle.
Bu bakımdan baş dönmeleri için de tıpkı doğal dönme hareketleri gibi hepsi olmasa da çoğu rüzgar nedenlidir diyebiliriz.
Peki ama nasıl olacak ki insanın başının içinde rüzgar, hadi diyelim ki kişi rüzgar yedi, kişi rüzgardan gidince niye geçmesin ki, hadi biraz daha sürsün birkaç saat sonra durar, ama bildiğimiz kronikleşen baş dönmeleri var. Bu nasıl olacak diyenlere ise şöyle izah edelim.
Her şeyin bir ilk tetikleyicisi vardır. Bu tetikleyicilerinin düşürmeye başladığı domino taşları bazen vücut tarafından durdurulabilir; bazen ise durdurulsa da kişi tekrar tekrar tetikler.
Duygusal nedenlerin neden olduğu baş dönmeleri de buna benzer, kişi tarafından tekrar takrar tetiklenir. Tekrar tekrar karaciğer yang enerjisi arttırılır ve bu artış tekrar tekrar tıpkı siklon hava olaylarında alçak basıncın yüksek basınçla yer değiştirmesiyle olan dönme momentumu gibi başta dönme hareketine yol açar.
Akciğer ve Göğüste Sıkışma Hissinin Nedeni Olarak Stres
Stresin karaciğer ateşinin akciğerlerii istila etmesine neden olmasıyla kişilerde nefes darlığı atakları, göğüste baskı hissi, göğüs ağrısı, kötü rüyalarla bölünen uyku, sinirlilik, susuzluk, ağızda acı tat, koyu renkli idrar, kabızlık, baş ağrısı, kırmızı gözler ve yüz gibi belirti ve sıkıntılar açığa çıkabilir.
Astım Nedeni Olarak Stres
Alerjik astımda patojenik faktör temel olarak Rüzgârdır: Akciğerin Savunma-Qi bölümünü istila eden dış Rüzgâr bronşlara yerleşen ve periyodik olarak bronkospazma yol açan bir tür kronik (dış) Rüzgârdır. Ataklar alerjenlere, virüslere veya soğuk havaya maruz kalma ya da duygusal stres nedeniyle ortaya çıkar.
Not: Endişe, kara kara düşünme ve hassasiyet gibi duygusal stresler, erken başlangıçlı astımı olan küçük çocuklarda kesinlikle etiyolojik bir faktör değildir.
Akciğer-Qi Tıkanıklığı kalıbı yetişkinlerde Karaciğeri etkileyen duygusal stresten kaynaklanan akut bir astım atağına karşılık gelir. Erken başlangıçlı astıma karşılık gelmez.
Geç başlangıçlı astım, duygusal stresin neden olduğu Karaciğerin hastalığın patogenezine daha sık dahil olmasıyla da karakterize edilir.
Karaciğer, özellikle geç başlangıçlı tipte olmak üzere astımın patogenezinde de rol oynar. Erken başlangıçlı astımda, Karaciğeri etkileyen duygusal stres genellikle bir atak için tetikleyici faktör olabilir.
Öksürük Nedeni Olarak stres
Endişe, öksürüğün sık görülen duygusal bir nedenidir. Akciğerleri doğrudan etkiler ve Qi’yi düğümleyerek Akciğer-Qi’sinin inişini engeller. Sonuçta ortaya çıkan öksürük türü kuru ve tahriş edicidir.
Üzüntü ve keder Akciğer-Qi’sini tüketir ve eksik Akciğer-Qi’si inemediği için Eksiklik tipi öksürüğe neden olabilir.
Uzun süreli öfke, hayal kırıklığı veya kızgınlık Karaciğer-Qi’sinin durgunlaşmasına ve uzun bir süre boyunca Karaciğer Ateşine yol açar. Bu durum Akciğerleri istila edebilir ve Akciğer-Qi’nin inişini engelleyerek öksürüğe neden olabilir.
Depresyon Nedeni Olarak Stres
Duygusal stres, depresyonun ana nedensel faktörüdür. Depresyona yol açabilecek başlıca duygular öfke, üzüntü, keder, endişe ve suçluluktur.
Düzensiz beslenme, depresyonun oluşumunda ikincil bir rol oynar; duygusal stresin varlığında depresyonun gelişmesine katkıda bulunur da denebilir.
Endişe (Kaygı) Kaynağı Olarak Stres
Kaygı bozukluğunda ana nedensel faktörün duygusal stres olduğu açıktır. Bununla birlikte, diğer faktörler de rol oynar ve bünye ve diyet önemli nedensel faktörlerdir.
“Kaygı Bozukluğu”, kronik bir korku ve tedirginlik durumunu gösteren genel bir terimdir. Ancak bu, duygular arasında yalnızca korkunun endişeye yol açtığı anlamına gelmez. Kronik bir kaygı bozukluğu durumu, başta endişe, korku, aşırı sevinç, şok, suçluluk, utanç veya dalgınlık olmak üzere birçok duygudan kaynaklanabilir. Bir süre sonra, durgun Qi Isı üretir ve zamanla bu Kan ve Yin’e zarar vererek Kan ve/veya Yin eksikliğine yol açar. Bu nedenle, Isı Zihni ajite ederek anksiyeteye neden olabilir; diğer yandan, Kan ve Yin eksikliği Zihni ikamet ettiği yerden mahrum bırakır ve yine endişeye yol açar. Duygusal stresten kaynaklanan Qi durgunluğu ve Qi eksikliği ayrıca Zihni tıkayabilecek ve daha ciddi anksiyete veya panik ataklara yol açabilecek Balgam oluşumuna da yol açabilir.
Uykusuzluk Nedeni Olarak Stres
Akupunktur teorisinde her zaman olduğu gibi, beden ve Zihin arasında karşılıklı bir ilişki vardır. Bir yandan Kan eksikliği veya Ateş gibi patojenik bir faktör Zihni etkileyebilirken; diğer yandan Zihni etkileyen duygusal stres İç Organlarda uyumsuzluğa neden olabilir. İster Eksiklik ister Fazlalıktan kaynaklansın, İç Organların uyumsuzluğu Kan ve Özü etkilerse, bu da Zihni etkiler. Öz ve Qi, Zihnin kökü olduğu için, Zihnin o zaman köksüz kalır ve uykusuzluk ortaya çıkabilir
Guatr Nedeni Olarak Stres
Öfke, endişe ve dalgınlık Qi durgunluğuna yol açabilir. Karaciğer serbest Qi akışını kaybeder, Akciğer-Qi’si inemez (ve boğazda durgunlaşır), Mide-Qi’si inemez, Kalp-Qi’si inemez (boğazı etkiler) ve Dalak-Qi’si yükselemez (Balgama yol açar).
Hipertansiyon Nedeni Olarak Stres
Endişe, öfke, kızgınlık veya suçluluk Karaciğer-Qi durgunluğuna yol açabilir, bu da sıklıkla Karaciğer-Ateşine yol açar; bu da yukarıya doğru rahatsızlık verir ve hipertansiyona neden olabilir. Karaciğer-Qi durgunluğu bazen Karaciğer-Yang yükselmesine de yol açabilir, bu da hipertansiyona neden olabilir.
Bulantı ve Kusma Nedeni Olarak Stres
Farklı duygular, Mideyi etkileyerek Qi’sinin yukarı doğru isyan etmesine neden olabilir. Öfke, Mide Qi’sinin isyan etmesine en sık neden olan duygulardan biridir. Öfke, Karaciğer Qi’sinin yukarı doğru isyan etmesini sağlar ve bu da kolayca Mideyi etkileyerek onun Qi’sinin de yukarıya isyan etmesine neden olabilir. Ancak, lütfen dikkat edin, öfke aynı zamanda doğrudan Mideyi de etkileyebilir.
Endişe de Qi’nin yükselmesine eğilim gösterir ve bu duygu sıklıkla Mideyi etkileyerek Qi’sinin yukarı doğru isyan etmesine, buna bağlı olarak da bulantı ve kusmaya neden olur. Mide Qi’sinin yukarı yönlü isyan etmesine neden olabilecek diğer duygular arasında utanç ve suçluluk da bulunur.
Üzüntü ve keder Qi’yi tüketir ve Mideyi etkileyerek Mide-Qi’si eksikliğine neden olur; bu durumda, Mide-Qi’si aşağı inemez ve bu da bulantı ve kusma oluşturur.
Duygusal stres, Kalp-Qi’sinin inmesini etkileyerek de bulantı ve kusmaya neden olabilir.
Tüm duygular Kalbi etkiler ve bazıları (örneğin, öfke, endişe, suçluluk) Kalp-Qi’sinin yükselmesine yol açar ve bu da potansiyel olarak bulantı ve kusmaya neden olabilir.
Reflü Nedeni Olarak Stres
Gastroözofageal reflü hastalığı, Qi durgunluğu, Balgam ve Eksiklik ile karakterize karmaşık bir hastalıktır. Bu hastalığın gelişiminin temelinde birçok farklı duygular vardır ve patolojisi Mide, Dalak, Karaciğer, Akciğerler, Kalp gibi birçok farklı organı etkiler.
Endişe, düşüncelere dalmak, utanç ve suçluluk, Akciğerler, Kalp, Mide, Dalak ve Karaciğer’i etkileyen Qi durgunluğuna yol açabilir. Qi durgunluğunu sadece Karaciğer ile ilişkilendirmemeliyiz: Qi durgunluğu çoğu organı etkileyebilir ve yukarıdaki duygular özellikle Kalp, Mide ve Dalak’ı etkiler. Mide-Qi doğru yönde inemediğinde, Dalak-Qi yukarı çıkamadığında, Kalp-Qi aşağı inemediğinde Orta Yanıcı’da Qi durgunluğu oluşur ve bu uzun vadede gastroözofageal reflüye yol açabilir.
Orta Isıtıcı’daki Qi durgunluğu ve Dalak-Qi’nin çıkış ve Mide-Qi’nin inişindeki bozulma, sıklıkla Balgam oluşumuna da yol açar ki bu da gastroözofageal reflünün patolojisinde sıkça yer alan bir patojen faktördür.
Öfke, Karaciğer-Qi’nin yatay olarak isyan etmesine ve Mide’yi ve Dalak’ı istila etmesine, Dalak-Qi’nin çıkışı ve Mide-Qi’nin inişini bozmasına yol açabilir. Bu, Orta’da Qi durgunluğuna yol açar ve bu da gastroözofageal reflüye yol açabilir. Yukarıdaki uyumsuzluk, Balgam’ın potansiyel bir sebebidir.
Üzüntü ve keder, Dalak, Mide, Akciğerler ve Kalp’in Qi’sini tüketir. Qi duygusal stresten ötürü eksik olduğunda, düzgün bir şekilde dolaşamaz ve bu yüzden Orta Yanıcı’da ikincil bir Qi durgunluğu da oluşabilir. Üzüntü ve kederden kaynaklanan Orta Yanıcı’da ikincil bir Qi durgunluğu, yaşlılarda gastroözofageal reflü gelişiminde yaygın bir sebeptir.
Karın Ağrısı Nedeni Olarak Stres
Duygusal stres, karındaki Qi ve Kan dolaşımı üzerinde derin bir etkiye sahiptir ve özellikle Karaciğer ve Dalak’ı etkiler.
Öfke (burada hayal kırıklığı ve gücenmeyi de kapsayan geniş bir anlamda kullanılmaktadır), Karaciğer-Qi’nin Bağırsaklarda durgunlaşmasına ve dolayısıyla karın ağrısına neden olabilir. Bu, karın ağrısının çok yaygın bir duygusal nedenidir.
Düşüncelere dalmak ve endişelenmek Dalak ve Akciğerleri etkiler. Dalak, Bağırsaklarda besin esanslarını dönüştürmek ve hareket ettirmekten sorumludur, Akciğer-Qi ise Bağırsakların Qi’sinin aşağı doğru inmesine yardım eder. Düşüncelere dalmak ve endişe, Dalak-Qi’nin düzgün dönüşümünü ve Akciğer-Qi’nin Bağırsaklara doğru inişini engeller. Bu iki durum da karın ağrısına yol açabilir.
Uygunsuz beslenme tabii ki Bağırsaklar üzerinde derin bir etkisi vardır. Aşırı soğuk ve çiğ yiyecekler ve buz gibi içeceklerin tüketimi Dalak-Yang’ı zayıflatır ve içsel Soğuk oluşumuna yol açar. Soğuk, Bağırsakların kasılmasına ve Qi ve/veya Kan durgunluğuna yol açar, bu da karın ağrısına neden olur.
İshal Nedeni Olarak Stres
Endişe, düşüncelere dalma, derin düşünme ve aşırı zihinsel çalışma, Dalak’ı zayıflatır ve kronik ishale neden olabilir. Öfke, normalde Karaciğeri etkiler, ancak yemeklerden sonra sinirlenme veya hayal kırıklığı yaşandığında Dalak’ı da etkileyebilir. Bu durum, Dalak’ın dönüştürme ve taşıma işlevlerini bozar ve ishal ile sonuçlanır.
Zhang Jing Yue, Jing Yue’nin Tam Kitabı’nda şöyle der:
“… yeme sırasında veya sonrasında öfke meydana gelirse, Mide ve Dalak’a zarar verir… bu hem Karaciğer hem de Dalak’ı etkiler ve Ahşap Toprak’a saldırır…”
Kabızlık Nedeni Olarak Stres
Duygusal stres, bağırsak hareketlerini çoğunlukla Karaciğer ve Dalak yoluyla etkiler. Uzun süreli öfke, kızgınlık veya hayal kırıklığı gibi duygusal sorunlar, Karaciğer-Qi’nin durgunlaşmasına neden olabilir. Durgun Karaciğer-Qi, Alt Yanıcıdaki Qi’nin düzgün akışını engeller ve kabızlık, karın şişkinliği ve ağrıya yol açar. Bu, Fazla doğada bir kabızlık türüdür.
Aşırı zihinsel çalışma, çok fazla düşünme, dalgınlık ve endişe, düşünüp tasalanma, Dalak’ı etkiler ve bağırsaklardaki yiyeceklerin taşınmasını yavaşlatır, bu da kabızlığa yol açar. Bu, Eksik bir doğada olan kabızlık türüdür ve şişkinlik ve ağrı ile birlikte olmaz.
Üriner Sendrom Nedeni Olarak Stres
Duygusal stres, diğer etiyolojik faktörlerin eşlik ettiği durumlarda her zaman idrar işlev bozukluğunu etkiler. Karaciğer-Qi’nin durgunluğuna neden olan duygusal faktörler (örneğin öfke, hayal kırıklığı ve kızgınlık) İdrar Sendromuna neden olabilir. Yoğun öfke, Karaciğer-Ateşine yol açarak Ateş İdrar Sendromuna neden olabilir; bu durumda Karaciğer-Ateşi aşağı doğru yayılır. Uzun süreli keder, üzüntü ve kaygı, hepsi Kalp-Ateşine yol açabilir. Bu durum, Kalbin iç-dış ilişkili olduğu İnce Bağırsak’a iletilebilir. İnce Bağırsak ve Mesane kanalları arasındaki bağlantı nedeniyle (Büyük Yang kanalları içinde), Ateş Mesaneye iletilerek Ateş İdrar Sendromuna neden olur.
Ağrılı Tıkanıklık Sendromu Nedeni Olarak Stres
Duygusal sorunlar ya kanalları etkileyen Qi durgunluğuna (öfke, suçluluk veya kızgınlık gibi) neden olarak ya da kanalların yetersiz beslenmesine yol açan Qi ve Kanın tükenmesine (üzüntü, keder ve şok gibi) neden olarak Ağrılı Tıkanıklık Sendromunun ortaya çıkmasına katkıda bulunan faktörlerdir.
Fibromiyalji Nedeni Olarak Stres
Öfke, suçluluk, utanç, korku, endişe, üzüntü veya kederin neden olduğu duygusal stres genellikle başlangıçta Qi durgunluğuna yol açar. Qi durgunluğu kasları, özellikle de boyun ve omuz kaslarını etkileyebilir ve fibromiyaljinin kas ağrısı ve ağrısına katkıda bulunabilir.
Kronik Yorgunluk Sendromu Nedeni Olarak Stres
Yanlış beslenme ve aşırı çalışma sonucunda Alt Isıtıcı’da Orijinal Qi’nin (Yuan Qi) zayıfladığını ve Orta Yakıcıda Mide ve Dalağın zayıfladığını söylüyor. Bu durum hastanın kendini yorgun hissetmesine ve sıklıkla üşümesine neden olur. Hasta aynı zamanda duygusal strese maruz kaldığında, Bakan Ateşi harekete geçer, patolojik hale gelir ve Alt Dan Tian’daki “gizlenme” yerini terk eder.
Duygusal stres Bakan Ateşi harekete geçirir ve Gizli Isının ortaya çıkmasına neden olabilir. Duygusal stres de Yin Ateş patolojisinde Bakan Ateşi harekete geçirir.
Parkinson Nedeni Olarak Stres
Öfke, hayal kırıklığı ve kızgınlık Karaciğer-Yang’ın yükselmesine neden olabilir ve zamanla bu durum Karaciğer-Rüzgarı’na yol açabilir.
Felç Nedeni Olarak Stres
Uzun saatler boyunca stresli koşullar altında yeterli dinlenme olmadan çalışmak ve duygusal baskı, Böbrek-Yin eksikliğine yol açar. Bu iki faktörün birleşimi, sanayileşmiş toplumlarda Böbrek-Yin eksikliğinin en yaygın nedenidir.
Böbrek-Yin eksikliği genellikle Karaciğer-Yin eksikliğine ve Karaciğer-Yang yükselmesine yol açar. Özellikle yaşlılarda, Karaciğer-Yang yükselmesi sıklıkla Karaciğer-Rüzgarı ortaya çıkarır. Karaciğer-Rüzgarı apopleksi (felç), koma, zihinsel bulanıklık ve felce neden olur. Ayrıca, iç ve dış Rüzgar arasında bir etkileşim vardır; dış Rüzgar, iç Rüzgarı harekete geçirebilir.
Erektil Disfonksiyon Nedeni Olarak Stres
Tüm duygular Qi durgunluğuna yol açabilir ve bu, daha sonra patolojik bir süreç başlatır; bu süreç sıklıkla Isı ve genellikle Nem veya Balgam içerir.
Özellikle endişe, üzüntü ve keder, Dalak ve Kalbi etkileyerek Kalp-Kanı eksikliğinden kaynaklanan iktidarsızlığa yol açabilir. Korku ve kaygı ise Böbrekleri etkileyerek Böbrek eksikliğinden kaynaklanan iktidarsızlığa neden olabilir. Bastırılmış öfke ve suçluluk duyguları, Qi durgunluğu ve Kan durması ile sonuçlanabilir ve bu da erektil disfonksiyona yol açabilir.
Not: Genç ve orta yaşlı erkeklerde, duygusal stresten kaynaklanan Kalp patolojisi, iktidarsızlığın Böbrek eksikliğinden daha yaygın bir nedenidir. Kalp-Qi stagnasyonu veya Kalp-Kan eksikliği vardır, böylece Kalp-Qi ve Kalp-Kan penise inemez ve Kalp-Kan penisi kanla dolduramaz ve böylece ereksiyon gerçekleşemez.
Stresle Nasıl Başa Çıkılır?
Stresle etkili bir şekilde başa çıkmanıza yardımcı olabilecek bazı stratejiler:
1. Fiziksel Aktivite: Düzenli egzersiz, endorfin salgılayarak ruh halinizi iyileştirir ve stres seviyenizi düşürür. Yürüyüş, koşu, yoga veya dans gibi aktiviteler yapabilirsiniz.
2. Nefes Alma Teknikleri ve Meditasyon: Derin nefes alma, zihni sakinleştirir. Meditasyon ve mindfulness, dikkatinizi ana odaklamanızı sağlayarak kaygıları azaltır.
3. Sağlıklı Beslenme: Dengeli bir diyet, enerji seviyenizi ve ruh halinizi iyileştirebilir. Vitamin ve mineral bakımından zengin besinler tüketmek, stresle başa çıkmayı kolaylaştırır.
4. Zaman Yönetimi: Görevlerinizi planlamak ve önceliklendirmek, hissedilen baskıyı azaltır. Gerektiğinde “hayır” diyebilmek ve görevleri küçük parçalara bölmek faydalı olabilir.
5. Destek Almak: Arkadaşlarınızla ve ailenizle duygularınızı paylaşmak, yalnız olmadığınızı hissettirir. Gerekirse profesyonel destek almak da bir seçenektir.
6. Hobilerle Zaman Geçirme: Sevdiğiniz aktiviteler, zihninizi dağıtarak stresi azaltabilir. Sanat, müzik, okuma gibi hobiler bu konuda yardımcı olabilir.
7. Uyku Düzeni: Yeterli ve kaliteli uyku, stresi yönetmenize yardımcı olur. Uykusuzluk, stres düzeyinizi artırabilir, bu yüzden düzenli bir uyku alışkanlığı geliştirin.
8. Gerçekçi Hedefler Koyma: Kendi kapasitenize uygun hedefler belirlemek, başarı hissiyatınızı artırarak stres seviyenizi düşürür.
9. Pozitif Düşünce: Olumlu bir bakış açısıyla olaylara yaklaşmak, stresin etkilerini hafifletebilir. Kendinize şefkatli davranmayı öğrenin.
10. Gevşeme Teknikleri: İlerleyici kas gevşetme veya aromaterapi gibi gevşeme teknikleri, zihninizi huzura kavuşturur.
Stresle Başa Çıkılmadığında Ne zaman Tıbbi Yardım Almak Gereklidir?
Bu konuda bence sağlığın da tanımı olan şu altın kelimeyi söylemek istiyorum.
Makaleden de anlayacağımız gibi stres cinsel hayatınızdan kronik hastalıklara çeşitli işlev bozukluklarından yapısal sıkıntılara, psikolojik sorunlara kadar birçok sıkıntının tek başına ya da birkaçının birlikte ortaya çıkmasına neden olabilir.
Bu bakımdan psikolojik veya fiziksel sıkıntılarınızın tek başına üstesinden gelemiyorsanız bu sıkıntıları kanıksayıp sorunlarla yaşamayı öğrenmek bir çözüm değildir; bu yöntem de psikolojik bir sıkıntının belirtisidir. Bu bakımdan kendi başınıza çözemediğiniz tüm psikolojik ve fiziksel sıkıntılarınızda tıbbi yardım alınız.
Akupunkturun bu durumda nasıl bir tıbbi yaklaşımı olur a gelirsek, akupunktur bütüncül yaklaşımıyla birçok farklı tıbbi branşın ele alacağı sorunu kök nedeni ortadan kaldırarak daha kökten çözebilir.
dr. İbrahim çerçi
Kuşadası
12.Ocak.2025